“Herkes için Python” Eğitimi

İBB Veri Laboratuvarı, Ossdea ve Flutterstudentsclub işbirliğiyle düzenlenen 12 saatlik “Python for Everybody” eğitimi 21-25 Mart tarihleri arasında online olarak gerçekleştirildi. Hilal Ürün ve Ahmet Emirhan Güleç önderliğinde beş gün süren eğitimde Makine Öğrenmesi ve Veri Biliminin en önemli programlama dili olan Python’a  hızlı bir giriş yapıldı.

Eğitime ilk olarak veriyi anlamlı  hale getiren bir araç olan Python’ın 1991 yılında ilk versiyonunun yayınlanmasından günümüze gelene kadarki gelişimi anlatılarak başlandı. Eğitimcilerden Hilal Ürün, Python’la neler yapılabileceğini aktarırken şu başlıklara dikkat çekti. “Python, iş akışları oluşturmak için yazılımla birlikte kullanılır. Web uygulamaları oluşturmak için bir sunucuda kullanılabilir. Python veritabanı sistemlerine bağlanabilir ayrıca dosyaları okuyabilir ve değiştirebilir. Python büyük verileri işlemek, karmaşık matematik işlemlerini gerçekleştirmek için ve makine öğreniminde kullanılabilir. Python ayrıca hızlı prototipleme veya üretime hazır yazılım geliştirme için de kullanılabilir. Kısaca Python, hayatımızın teknolojiyle kesiştiği her alanında vardır.”

Bu kısa girişin ardında Hilal Ürün ve Ahmet Emirhan Güleç’in eğitmenliğinde Python’la kodlamaya geçildi. Yaklaşık 80 kişinin katıldığı, içerisinde mini quizlerin de uygulandığı eğitim, beş gün sürdü.

“Python for Everybody” eğitimi sonrasında bu seride işlenmiş konuların uygulamaya döküldüğü “Think like Python” etkinliği 31 Mart Perşembe günü Başakşehir Veri Laboratuvarı’nda gerçekleştirildi. Hilal Ürün ve Emirhan Güleç’in yürütücülüğünde gerçekleşen program, katılımcıların örnek proje çalışmalarıyla tamamlandı.

READ MORE

Sayılarla İstanbul Programı Gerçekleştirildi

SAYILARLA İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bağlı kuruluşlar ve iştirak şirketi yöneticilerinin, İstanbul’a hizmetlerini verilerle anlattığı “Sayılarla İstanbul” etkinliği 17 Mart Perşembe günü Veri Laboratuvarı’nda fiziki olarak gerçekleşti.

İBB Bilgi İşlem Daire Başkanı Naim Erol ÖZGÜNER, İBB Teknoloji Koordinatörü Melih GEÇEK, İETT Bilgi İşlem Daire Başkanı Şeref Can AYATA, İSBAK Genel Müdürü Mesut KIZIL, İSKİ Bilgi İşlem Daire Başkanı Tayfun İŞBİLEN ve İSTTELKOM Genel Müdürü Yücel KARADENİZ’in konuk olduğu program esnasında İBB yöneticileri kurum olarak yapmış olduğu hizmetleri sayısal verilere dayanarak gençlere aktardı. Program sonunda yöneticiler, verilerle çalışmalar yapan gençlerden oluşan izleyicilerin sorularını yanıtladı.

“Bugün sayılarla İstanbul’u konuşalım istiyoruz” sözleriyle programın açılış konuşmasına başlayan İBB Bilgi İşlem Daire Başkanı Naim Erol Özgüner, “Teknoloji dünyasının büyük veriyle, açık veriyle ilişkileri çok sıcak. 2019 Haziran sonundan bu yana İBB, bağlı kuruluşlar ve iştirak şirketleri olarak teknoloji alanında büyük bir koordinasyonla yürüttüğümüz çalışmalar yapıyoruz.” dedi ve İBB Teknoloji Koordinatörü Melih Geçek’le birlikte İstanbul’un verilerini paylaştıkları bir sunum gerçekleştirdiler.

Sunumda ilk olarak Geçek ve Özgüner, 16 milyon nüfusa sahip İstanbul’un demografik yapısıyla ilgili bilgi vererek, sayısal verilerini paylaştılar.

Özgüner daha sonra İBB Bilgi İşlem Daire Başkanlığı bünyesindeki faaliyetlerle ilgili bilgi verdi.

Erol Özgüner, dünyada büyük ses getiren Askıda Fatura projesiyle ilgili; “ Pandemiyle birlikte başlayan önemli bir proje. Gündelikli olarak çalışan insanlarımız pandemide sokağa çıkamamalarından dolayı finansal güçlük çektiler. Pandemiden önce sosyal inceleme yaparak yardım yapılabilecek aile sayısı İstanbul’da 220 bin civarındaydı. Pandemi sonrası bu rakam 1,2 milyonun üzerine çıktı” diyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Süreci yönetmekle ilgili Başkanımızın da başkanlık ettiği bir toplantıda, sağ elin verdiğini sol el görmesin dediğimiz bir anlayışla Askıda Fatura fikri ortaya çıktı.”

Askıda Fatura’nın çok ilgi gördüğünü ve benimsendiğini aktaran Özgüner, pandemiyle birlikte Askıda Fatura uygulamasının yardımlaşma platformuna dönüştüğünü ve eklenen sosyal yardım paketleriyle birlikte bu gün 73 milyon TL bir desteğe ulaştığını dile getirdi.

Sunumun öne çıkan başlıklarından bir diğeri de İstanbul Senin uygulaması oldu. Melih Geçek İstanbul Senin uygulamasıyla ilgili “ Aslında en çok konuşmak istediğimiz bu konu. Bu masanın koordinasyonundan çıkan bir ürün. Onlarca mobil uygulama, yüzlerce web sitesi ve insanların erişime olan sıkıntıları sonucunda ortaya çıkan bir Süper App ihtiyacını gündeme getirdi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı önderliğinde hayata geçirildi” dedi.

Geçek, İstanbul Senin uygulamasının, İBB hizmetlerinin tamamını tek bir App üzerinden vatandaşa sunmak ve vatandaşla iletişim halinde şehrin ihtiyaçlarına hizmet etmek amacıyla geliştirildiğini aktardı.

Özgüner, İstanbul Senin Süper App uygulamasının uçtan uca bir İBB projesi olduğunu söyleyerek, “Çok önemsediğimiz bir proje. Tek bir App üzerinden İBB’nin bütün hizmetlerine ulaşılabilen teknoloji ürünü. Oldukça meşakkatli bir çalışma o yüzden bütün İstanbullu vatandaşlarımızın da bu ürüne sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.

Özgüner ve Geçek sunumlarının devamında ISBIKE, Park Et Devam Et, Trafik Yoğunluk Tahmin Modeli, Halk Bakkal gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin birçok hizmetiyle ilgili bilgileri ve sayısal verileri katılımcılarla paylaştı.

İETT, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Şeref Can Ayata “Verilerle İstanbul’da Toplu Ulaşım” sunumunu gerçekleştirdi.

Ayata, İETT otobüslerinin 50 bin günlük sefer ile 1 günde 4 milyon yolculuk yapıldığını aktararak,         “ İETT otobüsleri, dünyanın çevresini her gün en az 30 defa dolaşacak mesafeyi kat ediyor. Yılda 450 milyon km kat ediyor. Bu da her yıl Dünya ile Mars arasında 1 kere gidip gelerek yolculuk yapmamız demek” dedi.

İETT’nin otobüs ve metrobüsleriyle ilgili genel bir bilgilendirme yapan Ayata, İETT hatları, yolculuk bilgileri, filo özellikleri, durak bilgileri gibi pek çok konuda bilgi verdi.

Şeref Can Ayata, yakın zamanda İstanbul Senin App uygulamasında yer alacak bir mobil uygulama ile yolcunun araç içi yoğunluk analiz tahminlerine ulaşabileceğini de dile getirdi.

İSBAK Genel Müdürü Mesut KIZIL ilk olarak, İSBAK’ın faaliyet alanları hakkında bilgi vererek söze başladı. İSBAK’ın İBB’nin teknolojik yüzü olarak 35 yıllık tecrübesiyle inovatif Akıllı Şehir çözümleri ürettiğini ve sürdürülebilir operasyon yönetimi sağladığını aktardı.

Kızıl, Akıllı Ulaşım Sistemleri, Entegre Akıllı Şehir Çözümleri, Yönetim Merkezleri ve Akıllı Şehir Yönetim Sistemi ana başkalıklarıyla detaylandırdığı sunumuyla, İBB, bağlı kuruluşları ve iştirak şirketleri için sağladığı hizmetleri veriler aracılığıyla katılımcılarla paylaştı.

İSBAK’ın İstanbul da hizmet verdiği kurumlara da değinen KIZIL, İBB, İSKİ, İETT ve iştirak şirketlerini kastederek “Çözüm sunan bir şirketiz ama hepimizin hikâyesi bir yerde birleşiyor” diyerek; onlarca farklı kurum ve birimden oluşan İBB ailesinin 16 Milyon İstanbulluya hizmet hususunda entegre bir şekilde hareket ettiklerine de vurgu yaptı.

İSBAK olarak Mesut Kızıl yapmış oldukları faaliyetleri şu şekilde aktardı. “2.443 adet sinyalize kavşak, 6.466 yaya butonu ile sinyalize kavşak yönetimi sağlıyoruz.

835 trafik kamerası, 920 trafik ölçme sensörü ve 187 bilgilendirme ekranı ile Ulaşım Yönetim Merkezi gibi birimlerimize ve İBB Cep Trafik gibi uygulamalarımıza veri sağlıyoruz.

İETT çatısı altındaki 6.500 otobüsümüzün araç içi teknolojilerini, ulaşım sistemlerini ve sistem bakım-onarımlarını gerçekleştiriyoruz.

Toplam 27.252m uzunluğa sahip, 8 Tünel ve 12 Alt geçit için 7.427 Sistemin işletmesini, bakımını ve onarımını gerçekleştiriyoruz.”

İSKİ Bilgi İşlem Daire Başkanı Tayfun İŞBİLEN suyun yolculuğunu sayılarla anlatalım istiyoruz diyerek başladığı sunumunda, İSKİ’nin verilerine dair bilgileri katılımcılarla paylaştı.

İstanbul halkının kullanımına sunulmak üzere 10 farklı barajdan yaklaşık 3 milyon m³ su alındığını belirterek; “İstanbul’a verilen günlük ortalama su miktarı, Türkiye’nin nüfus olarak en büyük 4 iline verilen günlük su miktarından daha fazla” dedi.

Atıksu konusuna da değinen İşbilen; “46 farklı terfi merkezi üzerinden 17 bin km uzunluğundaki atıksu kanalları ile toplam kapasitesi 5,9 milyon m3/gün olan 90 farklı atıksu arıtma tesisinde arıtıldıktan sonra, büyük bir kısmı denize deşarj edilir. Ayrıca bir kısmı sanayi suyu olarak bir kısmı da peyzaj sulamasında kullanılır” dedi.

Programın son sunumunu gerçekleştiren İSTTELKOM Genel Müdürü Yücel KARADENİZ, yapılan hizmetler hakkında şu bilgileri paylaştı.

Pandemi nedeniyle açılan mesafelerin bilgi ve iletişim teknolojileriyle kapandığı belirten Karadeniz, “Ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin belirleyen en önemli unsurun başında elektronik haberleşme altyapıları gelmektedir.” dedi.

Tüm Türkiye’de 4.5, İstanbul’da 1.1 milyon fiber internet abonesi olduğunu söyleyen Karadeniz, bu sayının Rusya’da 25 milyon, İspanya’da 12 milyon civarında olduğunu belirterek, ortalama yüzde 5-7 oranları ile internet erişimde gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kaldığımızın altını çizdi. Dünyada 181 ülke arasında sabit geniş bant internet erişimi hızı açısından 105. sırada olduğumuzu belirterek bunun hiç iyimser bir rakam olmadığına, İBB ve İSTTELKOM’un rolünün bu noktada oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı.

Yücel Karadeniz yapılan çalışmalarla ilgili bilgi vererek “İstanbul’un fiber altyapısını genişleterek son 3 yılda toplam 3.500 yeni noktaya fiber ulaştırdık” dedi.

Karadeniz İSTTELKOM’un; Veri Merkezi’nde İBB birimleri yanı sıra diğer kamu ve özel sektör kuruluşlarına yüksek standartlarda hizmetler sunduklarını belirterek amaçlarının İstanbul’un üretmiş olduğu büyük veriyi yöneterek akıllı şehir belediye hizmetlerini geliştirmeyi hedeflerini aktardı.

Yücel Karadeniz katılımcılara farklı bir bakış açısı sunarak; “Operatörler ile kıyasladığınızda 4.6 Milyon kullanıcıya sahip ücretsiz WiFi hizmeti ile Türkiye’nin 4. en büyük mobil internet iletişim hizmetini İBB veriyor” dedi.

İstanbul’da ayrıca 7 bin 603 adet telsiz yönetimi yaptıklarını belirten Karadeniz, sunumu müjdeli bir haberlerle noktalayarak; “İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem vb. diğer olağanüstü haller için kendi dijital telsiz yönetim altyapısı üzerine çalışmalarda bulunuyor. Onun yönetimini de İSTTELKOM olarak biz üstleneceğiz” dedi.

Sunumların tamamlanmasının ardından katılımcılar İBB yöneticilerine merak ettikleri soruları yönlendirdikleri soru- cevap oturumuyla program sona erdi.

 

 

 

 

READ MORE

Veri Okuryazarlığı Workshop

Veri Laboratuvarı ve İstanbul Data Science Academy iş birliğiyle planlanan ‘Veri Okuryazarlığı Workshop’ eğitimi, 10 Şubat Perşembe günü Veri Mimarı Zekeriya Beşiroğlu eğitmenliğinde online olarak gerçekleştirildi.

Zekeriya Beşiroğlu’nun anlatımıyla tamamlanan eğitimde verileri doğru şekilde kullanabilme yeteneği, veri hikaye anlatımı ve analytics kavramının önemi ve uygulamaları gibi birçok yapı katılımcılara aktarıldı.

Eğitime veri okuryazarlığı kavramını açıklayarak başlayan Beşiroğlu, veri okuryazarlığından kastedilenin veri üstünden konuşabilme yeteneği olduğunu söyleyerek şöyle devam etti “Veri okuryazarlığı verileri okuma, bunlarla çalışma, analiz etme ve iletişim kurma yeteneğidir. Veri ve makineler hakkında doğru soruları sormak, bilgi oluşturmak, kararlar almak ve başkalarına anlam iletmek için her düzeydeki çalışanı güçlendiren bir beceridir. Giderek artan bir şekilde veri odaklı şirketler, kuruluşlar, şehirler çok daha öne geçecektir.”

İstatistiksel İllüzyona Dikkat

Zekeriya Beşiroğlu, veri okuryazarlığının öneminden bahsederken şu iki soruyu sorarak istatistiksel illüzyona dikkat çekti. Veriyi kim topluyor? Sonuçlarını nasıl sunuyor? Beşiroğlu, istatistiksel verilerin toplanma ve sonuçların sunulma biçiminin insan algısında bir önyargı yaratabileceğini söyledi.

‘Veri Okuryazarlığı Workshop’ eğitiminde konuşmasına Analytics kavramını açıklayarak devam eden Zekeriya Beşiroğlu, analytics kavramının ne olduğundan ve neden önemli olduğundan bahsetti. “Analitiği açıklayan piramidin en altında veri var. Veri ham girişi ifade eder, bilgi ise anlamı, alaka düzeyini, amacı verilerle ilişkilendiren analiz sonucunu ifade eder. Analitik size neden, ne olmuş sorularının cevabını, verilerin arkasındaki nedeni verebilir. Elindeki veriyi ihtiyacın olan bir şeye dönüştürebilmede analitik yardımcı olur. Rapor veriden bir şey çıkartmaz ama analitik çıkartır, bu bizim çok önemlidir.”

Veri Hikaye Anlatımı

İnsanların hikaye dinlemeyi sevmesinden ve hikayenin akılda kalıcı özelliğinden yola çıkarak ‘Veri hikaye anlatımı’ konusunu Zekeriya Beşiroğlu şu şekilde açıkladı. “Hikaye anlatımı, kişinin karmaşık olarak görülebilecek bir şeye hayat vermeye veya bağlam getirmeye yardımcı olmasına olanak tanır. Veri hikaye anlatımı, verileri hayal edebileceğinizden daha güçlü şekillerde aydınlatma yeteneğine sahiptir. Hikaye anlatımını veri dünyasına getirerek, verileri odak noktasına almaya, bağlam vermeye başlarız ve kullanıcılar bilgileri daha kolay emerler.”

‘Veri Okuryazarlığı Workshop’ eğitimi, verinin önemine dikkat çeken Zekeriya Beşiroğlu’nun konuşmasından sonra yapılan yarışmayla sona erdi.

READ MORE

Proje Yönetimine Genel Bakış

Veri Laboratuvarı ve Yönderle Akademi iş birliğiyle planlanan ‘Proje Yönetimine Genel Bakış’ eğitimi, 30 Ocak Pazar günü Öğrenme Ekosistemi Tasarımcıları Melih Taha Aytep ve Alaz Canbolat eğitmenliğinde online olarak gerçekleştirildi.

Eğitim ilk olarak katılımcılara sorulan ‘Hayatınız bir proje olmuş olsaydı sizce bu projenin konusu ne olurdu?’ sorusuyla etkileşimli olarak başladı. Katılımcıların soruları cevaplamasından sonra Melih Taha Aytep projenin ne olduğuyla ilgili sunumunu gerçekleştirdi.

“Proje özetle belirli bir süre içinde, belirli bir bütçeyle, belirli hedeflere ulaşmak için planlanmış faaliyetler topluluğudur.”

Eğitimcilerden Alaz Canbolat, proje yazma süreçlerinden bahsederken katılımcıları şu şekilde bilgilendirdi. “Temelde projeleri iki şekilde yazıyoruz. Ya halihazırda bir fon, hibe vardır ve onların kendilerine özgü bir başvuru formu vardır ve bu şekilde başvururuz. Ya doğrudan bu tür kurumlara, vakıflara projemizi yazar başvururuz. Ya da benim gerçekten çok güzel bir fikrim var deriz ve yazıp uygun finansmanı bulduğumuzda hayata geçiririz. Biz genelde birinci yolu tercih ederiz.”

 Proje yazımı için nasıl bir süreç izliyoruz?

Alaz Canbolat proje yazma süreçlerinden şu şekilde bahsetti. “Proje döngüsünün ilk adımında proje fikrini belirlememiz gerekir. Bunun için de toplumun ihtiyaçlarına göre bir problem tanımı yaparız. Bazen bireysel ihtiyaçlar ön plana çıkar bazen grup ya da toplumun ihtiyaçları. Proje fikri bu ihtiyaçlar doğrultusunda oluşur.”

Sonrasında proje yazımıyla ilgili anlatılan aşamalar, katılımcılarla birlikte belirli bir örnek üzerinden detaylandırıldı. Proje döngüsünün ikinci aşamasına geçildiğinde ise fikrin ve durumun analizi konuşuldu, smart hedefi ve swot analizinin ne olduğu açıklandı.

Eğitimcilerden Melih Taha Aytep, swot analizini anlatırken şu dört kavrama dikkat çekti: Projenin güçlü yönleri, projenin zayıf yönleri, fikrin fırsatlarının neler olduğu ve bu fikri hayata geçirirken bizi bekleyen tehditler. Katılımcılar, smart hedefi ve swot analizinin anlatılmasından sonra projelerini bu hedef ve analize göre yapılandırdılar. Fikir ve durum analizinden sonra planlama ve ön değerlendirme başlıkları kabul almış bir proje üzerinden katılımcılara aktarıldı.

Katılımcılar verilen sürede kendilerinin belirlediği iki ayrı temel problem üzerinden çalışmalarını yaptılar. Birincisi, kaldırımdaki hatalı park sorunu. İkincisi, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve sosyalizasyon.

Sonrasında eğitmenlerden Alaz Canbolat, proje döngüsündeki finansman konusunun nasıl çözüleceğinden, temel gider kalemlerinin belirlenmesi konusundan bahsetti. Son olarak proje tamamlandıktan sonra en doğru şekilde raporlama yapılması gerektiğini vurgulayarak şöyle söyledi, “Raporlama, proje fikrinden başlayıp finansmana kadar geldiğimiz noktaları aynı şekilde uyguladım mı uygulamadım mı, bunu yansıtmaktır.”

Dört saat süresince katılımcıların belirledikleri projeler üzerinden etkileşimli olarak yapılan ‘Proje Yönetimine Genel Bakış’ eğitimi, katılımcıların kendi projelerinin smart hedeflerini, swot analizini, planlamasını, finansmanını hazırlayıp sunmasıyla son buldu.

READ MORE

Herkes İçin Yapay Zeka Eğitimi Gerçekleştirildi

Veri Laboratuvarı ve Big Data Turkey iş birliğiyle hazırlanan ‘Herkes için Yapay Zeka’ programı 9 Şubat’ta Big Data Turkey Kurucusu Ramazan Sarı’nın eğitmenliğinde online olarak gerçekleştirildi.

Ramazan Sarı, Bigdata Turkey platformu olarak Yapaz Zeka ve Veri Bilimi alanlarında yaptıkları hizmetleri, verdikleri eğitimleri anlatarak katılımcıları bilgilendirirken sunumuna ilk olarak ‘Dijitalleşme’ olgusunu tanımlayarak başladı. Dijitalleşmenin internetle birlikte başladığını ifade eden Sarı, sonrasında veriden, verinin Yapay Zeka için öneminden bahsederek şöyle konuştu: “Yapay Zeka aslında bir biyotaklit ürünüdür. İnsan beyninin taklit edilmesi, makinelere öğretilen verilerle karar verme mekanizmasının oluşturulmasıdır. Bir bilgisayarın akıl yürütme, problem çözme, anlam çıkarma ve genelleme yapabilme gibi insansı davranışlar göstermesidir Yapay Zeka. Buna ulaşmak için tüm dünya çalışıyor. İnsan zekasına şu an gelinemese de Yapay Zeka’dan beklenen bazı şeyler var. Problemleri çözme becerisi, Rasyonel davranabilme yeteneği, insanlar gibi hareket etme yeteneğine sahip olması beklenmektedir.”

Yapay Zeka’dan beklenen özellikleri sıraladıktan sonra Yapay Zeka’nın tarihçesine değinen Ramazan Sarı, 1950’den günümüze Yapay Zeka’nın nasıl bir gelişme gösterdiğini anlattı.

Yapay Zeka’nın tarihçesiyle birlikte aşamalarından da bahseden Sarı, insan zekasına uzak seviyedeki Dar Yapay Zeka, insan zekası seviyesindeki Genel Yapay Zeka ve insanı devre dışı bırakan Süper Yapay Zeka kavramlarını anlattı.

Yapay Zeka’nın ilk başlarda yazılım sektörü için bir fırsat olsa da perakende sektörü, ulaşım sektörü, lojistik sektörü, turizm sektörü gibi sektörlerde önümüzdeki dönemlerde çok daha fazla kullanılacağından, taşları yerinden oynatacağından bahsetti.

 

 

Çağın Petrolü Veri – ‘Data’

 

Yapay Zeka kavramını açıkladıktan sonra ‘Data’ kavramı üzerinde durarak sunumuna devam eden Ramazan Sarı, “İnsan için bilgi ne ise Yapay Zeka için de veri-data o anlama gelmektedir. Veri, işlenmemiş en temel enformasyon parçacığıdır” dedi.

 

Tek başına bir anlam ifade etmeyen datanın değer oluşturma sürecini bir grafik ve çeşitli sektörlerden verdiği örneklerle açıkladıktan sonra Büyük Veri kavramına geçti.

 

Büyük Veri Büyük Resim

 

Büyük Veriyi, Yapay Zekanın mimarı olan yapı, diye tanımlayan Ramazan Sarı Big Data’nın üç özelliğinden bahsetti. “Big Data denilen ekosistem aslında verinin büyüklüğü değil, verinin toplanması, analiz edilmesi, saklanması yani veriden değer elde edilmesidir. Big Datanın çeşitliliğinin fazla olması onu zengin kılan taraflarından bir tanesidir. Elbette burada analiz etmek, sonuç çıkarmak oldukça önemli.”

 

Büyük bir çatı olan Yapay Zeka’nın alt kırılımlarına değinen Sarı, Makine Öğrenmesi, Derin Öğrenme, Bilgisayarlı Görü, Yapay Sinir Ağları… gibi alt kırılımları örneklerle açıkladı. Tüm bu teknolojik gelişmelerle birlikte kaçınılmaz olarak bazı mesleklerin geçerliliğini kaybederek ortadan kalkacağından, yeni iş kollarının ortaya çıkacağından, işgücünün yüzde ellisinin yeni beceriler öğrenmek zorunda olacağından bahsetti.

 

Hangi Sektörler Yapay Zekayı Kullanıyor?

 

Ramazan Sarı sunumuna son olarak Yapay Zeka’nın hangi sektörlerde kullanıldığından gelecekte nerelerde kullanılacağından bahsederken şu şekilde konuştu:

 

“Tüm sektörler için veriniz varsa, rakiplerinizin önüne geçmek istiyorsanız, teknolojiye yakınsanız, fark yaratmak istiyorsanız Yapay Zekayı kullanmak durumundasınız. Sağlıkta, eğitimde, bankacılıkta, tarımda, şehircilikte, ulaşımda, iletişimde, savunma sanayide… Yapay Zeka kullanılmaktadır. İş hayatımızı, sosyal hayatımızı, fiziksel hayatımızı etkileyen bir teknolojiden bahsediyoruz, önümüzdeki günlerde daha çok etkileyecek bir geçiş dönemiyle beraber dijital döneme evrileceğimizi düşünüyorum. Hayatımız hızla değişiyor ve Yapay Zeka hayatımızı şekillendirmeye devam edecek.”

 

 

READ MORE

İBB Veri Laboratuvarı Açıldı!

İBB Veri Laboratuvarı Açıldı!

İBB; veri ve yapay zeka alanında kurumların, öğrencilerin ve ilgili uzmanların iş birliği yapması amacıyla ‘Başakşehir Veri Laboratuvarı’nı açtı. İstanbul’un gençliği; İstanbul’un enerjisi, teminatı ve geleceğe dönük yüzüdür, vizyonudur” diyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, “Yaptığımız bütün adımlar, girişimler, sizlere olan güvenimizin karşılığıdır, heyecanıdır. Kim hangi gündeme çekmek isterse istesin; bizim gündemimiz, bizim yüzümüzün dönük olduğu 16 milyon insanımızdır. Sesi kötü çıkan hiçbir tarafa bakıp, vaktimizi boşa harcamayız. Vaktimizi sizlerle harcayacağız. Geleceğimiz için harcayacağız. Bu gündemden de bir an önce sıyrılmalı ve sizin gibi kıymetli genç beyinlere, genç nüfusa bu ülkeyi emanet etmeliyiz. Aksi takdirde bu çağı kaçırırsak, milletimize, 100 yıllık Cumhuriyetimize, binlerce yıllık geçmişimize ihanet etmiş oluruz. Türkiye’ye bu yakışmaz. Türkiye Cumhuriyeti gençliğine bu yakışmaz” ifadelerini kullandı.

BAŞAKŞEHİR / İSTANBUL

 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Başakşehir Veri Laboratuvarı’nın açılışını gerçekleştirdi. Başakşehir Başak Mahallesi’ndeki açılışta İmamoğlu’na, CHP İstanbul milletvekili Zeynel Emre de eşlik etti. Verinin, teknoloji dünyasının olmazsa olmaz noktası olduğunu vurgulayan İmamoğlu, İBB olarak bu alandaki çalışmaları yakından takip ettiklerinin altını çizdi. “Attığımız adımlarla, bu dünyada ve bu sürece dair kendini geliştirmek isteyen kim varsa bu şehirde, onlara hizmet etmeyi öncelemeye büyük gayret gösteriyoruz” diyen İmamoğlu, şeffaflık vurgusu yaptı.

“ÇALIŞMALARIMIZI ŞEFFALIĞI TALEP EDEN TOPLUM ŞEKİLLENDİRECEK”

Çalışmalarını, şeffaflığı talep eden bir toplumun istekleri doğrultusunda şekillendirmeyi istediklerinin altını çizen İmamoğlu, “Açık veriler, şehrin sorunlarını çözmeye, şeffaflığı arttırmaya, yerel yönetimin vatandaşla olan ilişkisini güçlendirmeye dönük de önemli bir yöntem. Bu yönüyle sürecimizi daha da güçlendireceğine inandığımız bir veri merkezinin, bir veri laboratuvarının oluşturulması da bu yolculukta önemli adımlardan bir diğeri haline gelecek. Burası sayesinde girişimcileri destekleyeceğiz. İhtiyaçlara uygun proje üretebilmelerine sağlıklı bir altyapı oluşturacağız ve biz, onlarla bir arada olacağız. Onları destekleyeceğiz. Bu sebeple ‘Zemin İstanbul, Veri Laboratuvarı’ ve daha sonra diğer ilçelerde de açacağımız teknoloji merkezleri, tümüyle aslında bu süreçlere hizmet ediyor olacak” dedi.

“TÜRKİYE, TEKNOLOJİDE HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL”

Türkiye’nin yüksek teknoloji konusunda hak ettiği yerde olmadığı tespitinde bulunan İmamoğlu, “Yüksek teknolojiye, ülke olarak yatırım yapmadık. Bu ülkenin bana göre, dünyada sayılı, muazzam bir genç nüfusunun olduğunun altını çizerek, o gençlerin de bu yolculukta varlıklarını güçlendirecek bir altyapıyı ne yazık ki oluşturamadık. Ve belki de en sıkı, en acı beyin göçünü biz bu alanda yaşıyoruz. Türkiye’nin 30-35 yaş altı nüfusunun, yüzde 60-65 düzeyinde olduğunu düşünürseniz, 21. yüzyılda hiçbir santimetresinin ıskalanmaması gereken bir ortamda, biz tümden bu alanı boşlukta bıraktık. Ve ne yazık ki bu alanı yönetmesi gereken gerçek insanlarımıza, topluma, topluluğa bu işi devretmedik. Onlarla beraber yatırımlarına destek olmadık” diye konuştu.

“TEKNOLOJİ, BASKICI ORTAMI KABUL ETMEZ”

Teknoloji alanının özgürlük isteyen bir mecra olduğunun altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Asla baskıcı bir ortamı kabul etmez. Orada özgür kalmalılar, üretmeliler, dayanışma içinde olmalılar, maksimum iletişimde olmalılar. Orada ön yargı yoktur, orada bilim vardır, akıl vardır, başka bir şeyin devreye girmesini asla kabul edemezler. Etmezler. Yani size baktığımda ben onu görüyorum. Böylesi bir özgür, özgün alan ve teknolojinin güçlendirildiği, desteklendiği, oraya yatırım yapıldığı bir ortamda Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın en üst seviyede yüksek teknoloji ürünlerini üreten, ortaya koyan ve katma değeri en yüksek kaynak üreten, ülkenin geleceğine dair en güçlü sermayeyi bu ülkeye akıtan beyinler olacaktır eğer bu ortamı sağlarsak sizin gibi değerli gençlere. O bakımdan ben, bu tür girişimleri çok önemsiyorum. Ve gerçek konumuzun, gerçek gündemimizin bu olması gerektiğini düşünüyorum. Bizim, çağı yakalamak, çağı kaçırmamak üzerine kurulu bir düzenimizin, sistemimizin olması lazım.”

“YATIRIMLARIMIZ DEVAM EDECEK”

Etkinliğin ardından, Arnavutköy’de, yapımı yüzde 90 oranında tamamlanan Halk Ekmek Fabrikası’nda incelemelerde bulunacağı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Tabii ki bu tür teknolojik tesisler yapılmalı, ama bugün ülkemizin ve şehrimizin ekmeğe muhtaç olduğu bir gündemi ve dönemi yaşadığımız için bu yatırımı yapıyoruz. Bu ıskalanmamalı. Bu ülkenin bu sorunu halletmeliyiz. Bu bizim sorumluluğumuz, vazifemiz. Ama bu gündemden de bir an önce sıyrılmalı ve sizin gibi kıymetli genç beyinlere, genç nüfusa bu ülkeyi emanet etmeliyiz. Aksi takdirde bu çağı kaçırırsak, milletimize, 100 yıllık Cumhuriyetimize, binlerce yıllık geçmişimize ihanet etmiş oluruz. Türkiye’ye bu yakışmaz. Türkiye Cumhuriyeti gençliğine bu yakışmaz” ifadelerini kullandı. Bu tür yatırımların devam edeceği müjdesini veren İmamoğlu, şehrin karşı yakasında da benzer bir merkezin açılacağı bilgisini paylaştı. Hem açılışı yapılan tesisin hem de Anadolu yakasındaki merkezin metro hatları üzerinde bulunacağını kaydeden İmamoğlu, söz konusu alanlara ulaşımın kolay olacağına dikkat çekti.

“İSTANBUL’U GELECEĞE SİZLERLE TAŞIYACAĞIZ”

“Verinin gücüyle, İstanbul’u geleceğe sizlerle taşıyacağız” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Bu girişimimiz elbette kentimize hayırlı olsun. Ama girişimi geliştirecek olan, yarınlara taşıyacak olan, daha güçlü kılacak olan siz kıymetli genç arkadaşlarımızsınız. İstanbul’un gençliği, İstanbul’un enerjisidir. İstanbul’un gençliği, İstanbul’un teminatıdır. İstanbul’un gençliği, İstanbul’un geleceğe dönük yüzüdür, vizyonudur. Biz bunu biliyoruz. Size güveniyoruz. Yaptığımız bütün adımlar, girişimler, inanın sizlere olan güvenimizin karşılığıdır, heyecanıdır. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Kim hangi gündeme çekmek isterse istesin; bizim gündemimiz, bizim yüzümüzün dönük olduğu 16 milyon insanımızdır. Sesi kötü çıkan hiçbir tarafa bakıp, vaktimizi boşa harcamayız. Vaktimizi sizlerle harcayacağız. Geleceğimiz için harcayacağız.

“İSTANBUL SENİN”E KATILIM ÇAĞRISI YAPTI

Gençlere, açtıkları veri merkezi laboratuvarına katılım çağrısı yapan İmamoğlu, “Buraya gelin. Arkadaşlarınızı getirin. İBB ve bütün kamu kuruluşlarının her şeyi, halkımıza aittir. Bu yer de siz kıymetli gençlerimize aittir. Dolayısıyla buraya sahip çıkın. ‘Bura benim’ diyeceksiniz. ‘İstanbul Senin’ kelimesinin karşılığı bu. Burası sizin. Ama tek fark var, tek başına sizin değil; 16 milyon insanın. ‘İstanbul Senin’ uygulamasını da burada özellikle gençlere emanet etmek istiyorum. Çünkü, ‘İstanbul Senin’ uygulamasını da sizlerle geliştirmek istiyoruz, büyütmek istiyoruz. 150 bine doğru gidiyor uygulamayı 1 ayda indiren sayısı. Biz, burada 7-8 milyon, 10 milyona erişmek istiyoruz. Çünkü ‘İstanbul Senin’ platformu, şunun için değerli: Anında İstanbulluyla iletişim kuracağız orada. Soracağız, yapacağız. ‘Yanlış mı doğru mu’ diye fikirlerini alacağız, ona göre hareket edeceğiz. Demokrasiyi de en güçlü hale getireceğiz. Neyin sayesinde? İşte bu değerli teknoloji sayesinde” diye konuştu.

İBB Bilgi İşlem Daire Başkanı Naim Erol Özgüner de etkinlikte yaptığı konuşmada, veri merkeziyle ilgili detaylı bilgiler paylaştı. Konuşmaların ardından Başakşehir Veri Laboratuvarı’nın açılış kurdelesini; İmamoğlu, Emre ve Özgüner, eğitime başlayan gençlerle birlikte kesti. Açılış sonrasında veri merkezini gezen İmamoğlu, akıllı tahtaya, “İstanbul’da her şey çok güzel gidiyor” yazdı.

VERİ LABORATUVARI’NIN AMACI

Laboratuvar; veri ve yapay zeka alanında kurumların, öğrencilerin ve ilgili uzmanların, iş birliği yapması amacıyla kuruldu. Veri laboratuvarının bileşenleri arasında; “Büyük Veri Depolama ve İşleme”, “Gerçek Zamanlı Besleme”, “Veri Görselleştirme”, “BI, Raporlama ve Görselleştirme”, “Analitik”, “ETL/ELT Veri Entegrasyonu”, “Veri Keşfi” ve “Veri Yönetimi” yer alacak. Merkezde; “Yapay Zeka ve Uygulamaları”,  “Veri Bilimi ve Mühendisliği Programları”, “Coğrafi Bilgi Bilimi Programı”, “Büyük Veri Teknolojileri Programı”, “İş Analitiği Programı” ve “Makine Öğrenmesi ve Derin Öğrenme Programı” eğitimleri verilecek.

Veri laboratuvar kullanım amaçları da şöyle belirlendi:

–      Araştırmacılar için kurum maliyetini ortadan kaldırmak

–      Veri bilimi hakkında ücretsiz eğitimler vermek

–      Özel/tüzel kişiler ile firma ve melek yatırımcıların birleşmesini sağlamak

–      Test ortamı oluşturmak

–      İstanbul’a katma değer sağlamak

–      Küçük/Orta/Büyük girişimcilere mekan desteği vererek ekonomik fayda sağlamak

–      Araştırmacılar için çalışma ortamları temin etmek

–      Kişi ve kurumlar arası network oluşturmak

–      Dijital kapsayıcılık

–      Veri analizi üzerinde çalışan firmaları bir araya gelecek

–      Yazılım çalışacaklar için veri tabanı sağlamak

READ MORE